RitimBlog Koşu Postası #22
Merhaba

Koşu Postasının 22. yayınındasınız. Bu hafta UTMB haftası olduğundan koşu dünyasının gözü ve zihni Fransa'daydı. Çarpıcı, şaşırtıcı ve bir o kadar da öğretici bir UTMB yaşandı. Detaylar aşağıda ve verilen bağlantılarda. Keyifli okumalar.

Postanın önceki sayılarını kaçırdıysanız posta arşivine göz atabilirsiniz. Bu yayının hoşuna gideceğini düşündüğünüz arkadaşlarınız varsa en alttaki bağlantıları kullanarak ya da bu epostayı yönlendirerek onları da postadan haberdar edebilirsiniz. Posta ile ilgili olarak bana posta@ritimblog.com adresinden ulaşabilirsiniz.

6 Eylül 2018

UTMB

Çok farklı geçen bir UTMB'yi geride bıraktık. Bu yılki yarış herkese, hepimize unuttuğumuz bazı şeyleri, ultra patika/dağ koşularının bazı özelliklerini yeniden hatırlattı. Bu yarışlar çok değişik koşullara maruz kalınan uzun saatler boyunca koşuluyor. İnsanın başına her şey gelebilir. Her duruma hazırlıklı olmak, özellikle de çok sabırlı olmak gerektiğini hatırladık. Bunu bize en güzel şekilde anımsatan UTMB kadınlar birincisi Francesca Canepa oldu. 47 yaşındaki deneyimli koşucu verdiği röportajda, yarışın başlarında insanlar kendisini geçerken sabırlı davranmak için çabaladığını ve bunun sonuçlarını sonradan aldığını anlattı. Hatta "Fit olmadığı her halinden belli olan bazıları yanınızdan koşarak geçip giderken sakin kalmak çok zor, bunu başarabilmek için yarış öncesi zihinsel olarak çok çalıştım." dedi. Canepa yarışın başındaki bir istasyonda 150. sıradaydı, birinciliğe ancak 135. km'de ulaştı. Benzer şekilde UTMB erkekler kazananı Xavier Thévenard da yarış sonrasındaki sohbette, bu yıl kendi yarışını koştuğunu, geçen yılki gibi diğer koşucularla rekabete girmekten kaçındığını, sabırla kendi bildiği şekilde koştuğunu anlattı. (İngilizce dinleyebiliyor ya da okuyabiliyorsanız Thévenard ve Canepa'nın röportajlarını izleyin/okuyun derim, güzel ipuçları var.)

UTMB yarışında genel olarak bitirme oranı %69 olurken favori olarak görülen top 40 atlet arasında bitirme oranı %36 oldu. Kimler çekilmedi ki yarıştan! Şu isimlere bakın lütfen: Kilian Jornet, Tim Tollefson, Luis Alberto Hernando, Alex Nichols, Zach Miller, Jim Walmsley, Gediminus Grinius. Bu yıl iddialı isimlerin rekabeti çok fazla konuşuldu, Jornet ve Walmsley gibi çok hızlı atletler, daha önce UTMB'de çok iyi işler yapmış diğer bazı koşucular değerlendirildi ve sonuçlar tahmin edilmeye çalışıldı. Tüm bu süper atletler bu uzun yarışta çok değişik nedenlerle teker teker çekilirken (çok hızlı başlayarak tükenme/patlama, sakatlanma, soğuktan etkilenme, sağlık sorunları vb.) yarış öncesi çok sakin demeçler veren, rekabetten bahsetmeyen ve bu tür yarışların bilinmezliğinden dem vuran Thévenard ipi göğüsledi. Yarış öncesinde adları anılmayanlar ilk 10'da bitirdiler. Bırakanlar arasında en beklenmedik nedene sahip olan Killian Jornet oldu. Yarış öncesi ayağını arı sokan Jornet'in alerjisi varmış ve önlem için ilaçlar almış. Bu ilaçlar mide ve bağırsak sorunlarına neden olunca yarıştan çekilmek zorunda kaldı. 

Bu sene yine hava koşullarının sertliğinden çok bahsedildi. Ancak her iki sene de yarışta olan ve ön sıralarda bitiren Kaci Lickteig (bu yıl 10. sırada bitirdi) geçen seneki koşulların bu seneden çok daha kötü olduğunu yazdı. Lider bitiren isimler de bu koşulların bu dağlar için çok normal olduğunu söyleyerek, bu duruma alışmanın ve hazırlıklı olmanın önemini vurguladılar. 

UTMB'de kadınlar kürsüsü:

  1. Francesca Canepa  26:03:48
  2. Uxue Fraile 26:08:07
  3. Jocelyne Pauly 26:15:11

UTMB'de erkekler kürsüsü:

  1. Xavier Thévenard  20:44:16
  2. Robert Hajnal 21:31:37
  3. Jordi Gamito 21:57:01

Xavier Thévenard bu yarışı 3. kez kazandı. UTMB'yi 3 kez kazanan 3. isim oldu. Bunu yapan diğer iki isim Kilian Jornet ve François d’Haene. Thévenard UTMB'nin diğer büyük üç yarışını da (TDS, CCC ve OCC) kazanmıştı daha önce.

Yukarıdaki fotoğraftada görüldüğü gibi organizasyonda 7 yarış vardı. Tümünün sonuçlarının detaylarına girmek ve burada sırayla belirtmek imkansız ve yersiz. Tüm sonuçlar şurada var, detayıyla incelenebilir. 

Türkiye'den katılanlar hakkında Caner (Odabaşıoğlu) çok güzel bir toparlama yapmış. Burada aynılarını yazmak yerine Caner'in blogundaki yazısına bağlantı vermek daha akıllıca olacak, okumanızı öneririm. Ancak değinmeden geçmemek lazım; Aladağlar, Erciyes ve İznik Ultra gibi yarışlarda aldığı güzel sonuçlarla, birincilikleri ile tanıdığımız Kemal Kukul CCC'deki 14:12 süresiyle genelde 74. oldu. VH2 yaş kategorisinde ise 1. olarak kürsüye çıktı. 

Caner ayrıca UTMB'nin diğer yarışlarının da sonuçlarını detaylıca ele aldığı bir yazı daha yazdı, onu da tavsiye ederim. 

Bu yıla kadar birçok yarış gibi bu yarışlar da site üzerinden canlı olarak takip edilebiliyordu. Hatta son yıllarda diğer bazı yarışlarda da olduğu gibi durağan kameralarla geçenleri izleyebiliyordunuz. Bu yıl ise daha özel bir yöntemle, hareketli kameralarla yarışı izleme şansı sunuldu. Ultra patika yarışları da artık yayınlanabilir ve izlenebilir hale gelmiş oldu. 

Fotoğraf: iRunFar/Meghan Hicks

Diamond League Kapanışı

Diamond League, art arda gelen Zürih ve Brüksel etkinlikleri ile sezonu bitirdi. Özellikle Zürih'teki organizasyon birçok özel spor anına ev sahipliği yaptı. Bu dikkat çeken anların belki de en özeli Conseslus Kipruto‘nun erkekler 3000 metre su engelli yarışında yaşadıklarıydı. Daha ikinci turda ayakkabısının sol teki ayağından çıkan Kipruto, 2400 metreyi tek ayakkabıyla koşmasına karşın yarışı kazanmayı başardı. Fotoğraf, işte o finish anınından. (Kaynak:kenyans.co.ke). Diğer özel anlardan  bazıları; erkekler cirit atmada önemli bir derece olan 90 metre sınırının geçilmesi ve kadınlar sırıkla atlamada sezonun en iyi derecesinin gelmesi denilebilir. Ayrıca hakkında süregiden bir sürü tartışmaya, araştırmaya ve davaya rağmen Caster Semenya kadınlar 800 metrede 1:55.27 ile yine zirvede yer aldı. 

Brüksel'de ise Christian Coleman, Yohan Blake ve Ronnie Baker gibi atletlerin arasından sıyrılıp süper bir derece ile yarışı kazandı. Coleman’ın kazanırkenki 9.79 derecesi, gelmiş geçmiş en iyi 6. en hızlı 100 metre derecesi. Bu arada Coleman 1996 doğumlu.

Dünya 100 km Şampiyonası Hafta Sonu

20. postada 100 km Dünya Şampiyonası yaklaşıyor, diye yazmış biraz bilgi vermiştim. Şampiyona bu hafta sonu Hırvatistan'da koşulacak olan Cro100 yarışı kapsamında gerçekleşecek. Yarış 7,5 km'lik bir parkurda turlar atılarak koşulacak. Parkur yeşillikler içince çok sakin bir bölgede ve tümüyle asfalt zeminde. Çok fazla olmasa da biraz eğim içeriyor, kasaba içinden geçtiği bölümlerde 90 derecelik hatta 180 derecelik bazı dönüşler var. 8 Eylül cumartesi günü sabah 7:00'de başlayacak yarışın Dünya Şampiyonası kapsamında koşulacak olan kısmında hem bireysel hem de takım şampiyonası olacak. Takımların en iyi üç isimlerinin dereceleri ile takım sıralaması belirlenecek. Hem kadınlarda hem de erkeklerde Japonlar çok güçlü bir takımla geliyorlar. Güney Afrika (Comrades Marathon'un mekanı), Amerika, İtalya ve İsveç takımları da iddialı. Kadınlarda bu ülkelere Hırvatistan ve İngiltere'yi de katabiliriz. Katılımcı listesinde erkeklerde 7, kadınlarda 8 saatin  altındaki derecelere sahip isimlere dikkat etmek gerek. (Bu bağlamda 100 km kadınlar dünya rekorunu belirtmeden geçmek istemedim. Rekor Japon Tomoe Abe'ye ait ve 6:33:11. 2000 yılından kalan bu rekor kırılması çok güç olan rekorlar kategorisinde.)

Yeniden anımsatayım Türkiye'den de Murat Kaya yarışta olacak.  Murat Kaya, son yapılan dünya şampiyonasında (2016'da, İspanya-Los Alcazares'te) 7:07:26 koşmuş ve Türkiye rekoru kırmıştı.

Bir FKT de Mike Wardian'dan

Geçen hafta Karel Sabbe'nin Apalachian Trail'deki FKT'sinden söz etmiştim. Bu hafta yeni bir FKT haberi daha var. Süper toparlanma hızıyla tanıdığımız Mike Wardian, Maryland'den Washington DC'ye uzanan C&O Canal Towpath patikasını (184,5 mil / 297 km) 36 saat 36 dakikada koştu. Aslında bu rota daha çok bisikletle en iyi zaman denemeleri yapılan bir rotaymış. Koşarak bilinen en iyi süre 1976'da Park Barner  tarafından yapılmış olan 36 saat 48 dakikaymış. Yani Wardian 42 yıllık bir FKT'yi 12 dakika ile geçmiş. Wardian destekli (supported) gerçekleştirdiği koşusundan sonra Instagram'da yaptığı bir paylaşımda "Bu hayatımda yaptığım en zor şeydi!" diye belirtti. Koşu bandında 50 km dünya rekoru deneyen/kıran ve bir 100 mil yarışının ertesi günü iddialı bir yarı maraton koşan  birinden beklemezsiniz ama 36 saat üst düzey performans sergilemek gerçekten zor olsa gerek.

Şimdilik bu kadar. Öneri ve görüşlerinizi lütfen paylaşın. İlgileneceğini düşündüğünüz kişileri aşağıdaki bağlantıları kullanarak bu postadan haberdar ederseniz sevinirim. 

Bir sonraki postada görüşmek dileğiyle.

Bu postayı aldınız çünkü Ritim Koşu Postası abonesisiniz. Artık bu yayınları almak istemiyorsanız en alttaki "Listeden Çık" bağlantısını kullanabilirsiniz

 

Koşu Postasına Üye Ol
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Epostayı Yönlendir
RitimBlog

Bu eposta Mert Derman tarafından periyodik olarak hazırlanıp üyelere gönderilmektedir. 

https://ritimblog.com

MailerLite