Çok farklı geçen bir UTMB'yi geride bıraktık. Bu yılki yarış herkese, hepimize unuttuğumuz bazı şeyleri, ultra patika/dağ koşularının bazı özelliklerini yeniden hatırlattı. Bu yarışlar çok değişik koşullara maruz kalınan uzun saatler boyunca koşuluyor. İnsanın başına her şey gelebilir. Her duruma hazırlıklı olmak, özellikle de çok sabırlı olmak gerektiğini hatırladık. Bunu bize en güzel şekilde anımsatan UTMB kadınlar birincisi Francesca Canepa oldu. 47 yaşındaki deneyimli koşucu verdiği röportajda, yarışın başlarında insanlar kendisini geçerken sabırlı davranmak için çabaladığını ve bunun sonuçlarını sonradan aldığını anlattı. Hatta "Fit olmadığı her halinden belli olan bazıları yanınızdan koşarak geçip giderken sakin kalmak çok zor, bunu başarabilmek için yarış öncesi zihinsel olarak çok çalıştım." dedi. Canepa yarışın başındaki bir istasyonda 150. sıradaydı, birinciliğe ancak 135. km'de ulaştı. Benzer şekilde UTMB erkekler kazananı Xavier Thévenard da yarış sonrasındaki sohbette, bu yıl kendi yarışını koştuğunu, geçen yılki gibi diğer koşucularla rekabete girmekten kaçındığını, sabırla kendi bildiği şekilde koştuğunu anlattı. (İngilizce dinleyebiliyor ya da okuyabiliyorsanız Thévenard ve Canepa'nın röportajlarını izleyin/okuyun derim, güzel ipuçları var.)
UTMB yarışında genel olarak bitirme oranı %69 olurken favori olarak görülen top 40 atlet arasında bitirme oranı %36 oldu. Kimler çekilmedi ki yarıştan! Şu isimlere bakın lütfen: Kilian Jornet, Tim Tollefson, Luis Alberto Hernando, Alex Nichols, Zach Miller, Jim Walmsley, Gediminus Grinius. Bu yıl iddialı isimlerin rekabeti çok fazla konuşuldu, Jornet ve Walmsley gibi çok hızlı atletler, daha önce UTMB'de çok iyi işler yapmış diğer bazı koşucular değerlendirildi ve sonuçlar tahmin edilmeye çalışıldı. Tüm bu süper atletler bu uzun yarışta çok değişik nedenlerle teker teker çekilirken (çok hızlı başlayarak tükenme/patlama, sakatlanma, soğuktan etkilenme, sağlık sorunları vb.) yarış öncesi çok sakin demeçler veren, rekabetten bahsetmeyen ve bu tür yarışların bilinmezliğinden dem vuran Thévenard ipi göğüsledi. Yarış öncesinde adları anılmayanlar ilk 10'da bitirdiler. Bırakanlar arasında en beklenmedik nedene sahip olan Killian Jornet oldu. Yarış öncesi ayağını arı sokan Jornet'in alerjisi varmış ve önlem için ilaçlar almış. Bu ilaçlar mide ve bağırsak sorunlarına neden olunca yarıştan çekilmek zorunda kaldı.
Bu sene yine hava koşullarının sertliğinden çok bahsedildi. Ancak her iki sene de yarışta olan ve ön sıralarda bitiren Kaci Lickteig (bu yıl 10. sırada bitirdi) geçen seneki koşulların bu seneden çok daha kötü olduğunu yazdı. Lider bitiren isimler de bu koşulların bu dağlar için çok normal olduğunu söyleyerek, bu duruma alışmanın ve hazırlıklı olmanın önemini vurguladılar.
UTMB'de kadınlar kürsüsü:
- Francesca Canepa 26:03:48
- Uxue Fraile 26:08:07
- Jocelyne Pauly 26:15:11
UTMB'de erkekler kürsüsü:
- Xavier Thévenard 20:44:16
- Robert Hajnal 21:31:37
- Jordi Gamito 21:57:01
Xavier Thévenard bu yarışı 3. kez kazandı. UTMB'yi 3 kez kazanan 3. isim oldu. Bunu yapan diğer iki isim Kilian Jornet ve François d’Haene. Thévenard UTMB'nin diğer büyük üç yarışını da (TDS, CCC ve OCC) kazanmıştı daha önce.
Yukarıdaki fotoğraftada görüldüğü gibi organizasyonda 7 yarış vardı. Tümünün sonuçlarının detaylarına girmek ve burada sırayla belirtmek imkansız ve yersiz. Tüm sonuçlar şurada var, detayıyla incelenebilir.
Türkiye'den katılanlar hakkında Caner (Odabaşıoğlu) çok güzel bir toparlama yapmış. Burada aynılarını yazmak yerine Caner'in blogundaki yazısına bağlantı vermek daha akıllıca olacak, okumanızı öneririm. Ancak değinmeden geçmemek lazım; Aladağlar, Erciyes ve İznik Ultra gibi yarışlarda aldığı güzel sonuçlarla, birincilikleri ile tanıdığımız Kemal Kukul CCC'deki 14:12 süresiyle genelde 74. oldu. VH2 yaş kategorisinde ise 1. olarak kürsüye çıktı.
Caner ayrıca UTMB'nin diğer yarışlarının da sonuçlarını detaylıca ele aldığı bir yazı daha yazdı, onu da tavsiye ederim.
Bu yıla kadar birçok yarış gibi bu yarışlar da site üzerinden canlı olarak takip edilebiliyordu. Hatta son yıllarda diğer bazı yarışlarda da olduğu gibi durağan kameralarla geçenleri izleyebiliyordunuz. Bu yıl ise daha özel bir yöntemle, hareketli kameralarla yarışı izleme şansı sunuldu. Ultra patika yarışları da artık yayınlanabilir ve izlenebilir hale gelmiş oldu.
Fotoğraf: iRunFar/Meghan Hicks