Bu hafta maraton dünyasında inanılmaz gelişmeler oldu. Büyük maratonlardan birinin elitleri açıklandı. Öte yandan yine bizleri üzen bir doping haberi var. Bunlara ek olarak sizden bir isteğim var, onu da aşağıda göreceksiniz. Bu konunun detayları ve diğer haberler aşağıda, keyifli okumalar.

Postanın önceki sayılarını kaçırdıysanız posta arşivine göz atabilirsiniz. Bu yayının hoşuna gideceğini düşündüğünüz arkadaşlarınız varsa en alttaki bağlantıları kullanarak ya da bu epostayı yönlendirerek onları da postadan haberdar edebilirsiniz. Posta ile ilgili olarak bana posta@ritimblog.com adresinden ulaşabilirsiniz.

31 Ocak 2019

32. Postada bu yılın İstanbul Maratonu sonuçlarını haber yapmıştım. O haberde kadınlar kazananı hakkında "... Chepngetich'in süresi 2:18:35. Kadınlar maraton sürelerini takip edenlerin hemen fark edeceği gibi bu aslında inanılmaz bir sonuç. Kadınlarda 2:20'den hızlı koşmak epey önemliyken 2:19'un altına inmek çok ciddi bir başarı." yazmış ve eklemiştim: "... Chepngetich bu yılki süresi ile gelmiş geçmiş en hızlı 10 kadın maratoncu arasına girdi. Bu listedeki diğer yarışların Londra, Berlin ve Şikago gibi yarışlar olduğunu düşününce İstanbul'dan bu sonucun çıkması hem şaşırtıcı hem de tanıtım açısından çok iyi. İstanbul parkuru çok hızlı koşmak için ideal değil o nedenle Ruth Chepngetich'i farklı yarışlarda / parkurlarda takip etmekte fayda var. Zira ilk yarıyı koştuğu süre olan 1:08:22, sürdürülebilse neredeyse dünya rekoruna gidebilecek bir tempoya sahip." İşte o sonraki yarışlardan biri geçtiğimiz cuma yani 25 Ocak'ta Dubai'de koşuldu. 

Ruth Chepngetich İstanbul'dan sadece 11 hafta sonra Dubai Maratonu'nu da kazandı. Hem de ne kazanma! Süresi olan 2:17:08 parkur rekorundan 2 dakika daha iyi. Kendisi ile birlikte sürüklediği ikinci olan Worknesh Degefa da 2:17:41 koşarak Tirunesh Dibaba’ya ait olan Etiyopya rekorunu kırdı. İkilinin bu yarıştaki sonuçları gelmiş geçmiş en hızlı maratonlar listesine 3. ve 4. sıradan girdi; önlerinde sadece Paula Radcliffe (2:15:25) ve Mary Keitany (2:17:01) var. Bu ikili yarışın ilk yarısını 68:10 gibi inanılmaz bir sürede geçti; İstanbul'daki süreden 12 saniye daha hızlı. Yarışta üçüncü olan kadın 2:21:05 süre ile Ethiopialı Workenesh Edesa oldu.

Erkeklerde de çok ilginç bir olay yaşandı. Birinci olan Getaneh Molla bugüne kadar koşulmuş en hızlı ilk maratonu koştu (bir sporcunun koştuğu ilk resmi maraton). Yarışı 2:03:34 süre ile kazanan Molla parkur rekorunu da 26 saniye iyileştirdi. Bu süre de erkeklerde gelmiş geçmiş en hızlı 9. süre. Molla da gelmiş geçmiş en hızlı maraton koşanlar listesine 6. sıradan girdi. Ve bu, adamın ilk maraton yarışıydı. O da Chepngetich gibi arkasından birini sürükledi, kendi ülkesinden Herpasa Negasa'yı. Negasa da ikinci olurken bu son listeye 2:03:40 ile 8. sıradan girdi. Bu süre aynı zamanda onun en iyi derecesinden neredeyse 5 dakika daha iyi.

Bu arada bu gelmiş geçmiş listelerine şuradan ulaşabilirsiniz.

Postayı 43 haftadır aksatmadan hazırlayıp sizlerle paylaşıyorum. Umarım beğenerek okuyor, keyif alıyorsunuzdur. Sizlerin de bu sürecin tüketen tarafındakiler olarak posta hakkında söylemek istediğiniz şeyler olabileceğini düşündüm. Aslında bunun için her hafta girişte çağrıda bulunuyorum ama bir eposta yazmak, göndermek her zaman kolay ve mümkün olmayabilir. O nedenle çok kısa bir anket hazırladım. 2 dakikadan fazla zamanınızı almayacağına eminim. Ankete hızlıca yanıt verirseniz çok sevinirim. Sonuçları paylaşmayı düşünüyorum ama ortaya konacak beklentilerin tümünü karşılayacağım sözünü veremem :) Yine de elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz. Anket şurada.

Abbott World Marathon Majors kapsamındaki önemli ve büyük 6 maratondan birisi de Tokyo Maratonu. Bu yılki yarış 3 Mart tarihinde koşulacak. Elitler belli olmaya başladığından ve önemli katılımlar olduğundan bu haftanın haberleri arasında. Bu yılki yarışta 2:05 altı koşabilen 5 atlet var, bunlardan biri de ünlü Kenenisa Bekele. Kadınlarda ise 2:20 altı koşabilen 4 atlet var bunlardan en önemlisi 2:18:34 kişisel en iyisi ile Ruti Aga.

2017 yılında Wilson Kipsang Japonya topraklarında koşulmuş en hızlı maratonu koşmuş ve parkur rekorunu 2:03:58'e taşımıştı. 2016'da Berlin'de 2:03 koşabilmiş olan Bekele'nin gözü bu çıtada olabilir. Diğer dört atlet ise şunlar: Bu yarışı iki defa kazanmış olan Kenyalı Dickson Chumba (2:04:32 PB), Etiyopya'dan Birhanu Legese (2:04:15 PB), Bahreynli El Hassan El-Abbassi (2:04:43 PB) ve yine Etiyopya'dan Seifu Tura (2:04:44 PB). Aslında 2:05 altı bir isim daha var ama 2:04:04'lük derecesini daha önce postada konusunu ettiğim gibi parkurunun kısa olabileceği tartışılan Abu Dhabi Maratonu'nda koştuğu için resmi bir 2:05 altı derece olarak kabul edilmiyor. Bu isim Kenyalı Marius Kipserem.

Bekele birçok yarış öncesinde insanları heyecanlandıran bir isim. Bu hiç şaşırtıcı değil çünkü geçmişteki başarıları gerçekten çok büyük. Ama ne yazık ki çoğu zaman bu heyecan yarış sonrası hayal kırıklığına dönüşüyor ya da en azından Kipchoge kadar tutarlı ve bekleneni verebilen bir koşucu olmadığını söyleyelim. Çok somut referanslarım yok ama birkaç yerden duyduğum/okuduğum kadarıyla planlı ve programlı çalışmak, antrenman düzeni ve disiplin konusunda tutarlı olmak gibi konularda bir miktar sorunluymuş. Tabii bunlar yanlış da olabilir. Belki bambaşka nedenleri vardır. Ama koşuseverler bu kadar yetenekli ve yüksek potansiyelli bir sporcunun çok daha büyük şeyler yaptığını görmek istiyor.

Belki anımsayanlar olacaktır, 2016 Rio Olimpiyat'ında kadınlar maratonda altın madalya kazanan Kenyalı Jemima Sumgong 4 yıllık bir doping cezası almıştı. 2017'de Londra Maratonu'na şampiyonluğunu devam ettirmek üzere katılacaktı ama birkaç hafta öncesinde yani 6 Nisan'da yarış dışı alınan bir kan örneği EPO konusunda pozitif sonuç verdiğinden yarış katılımı askıya alınmış ve o yarışa katılamamıştı. Daha sonra 7 Kasım 2017'de nihai karar açıklandı ve 4 yıl cezası netleşti. Aslında bu onun ikinci cezasıysı, daha önce 2012'de de yasaklı bir maddeden ceza almıştı. Yeni ve daha üzücü haber ise Sumgong'un verilen cezadan kurtulmak için yalan beyanda bulunmaktan ve sahte hastane belgesi düzenlemekten dolayı cezasının 4 yıl daha uzatılması. 34 yaşındaki atlet Şubat 2017'de rüptüre dış gebelik yaşadığı için tedavi amacıyla gittiği Nairobi'deki bir hastanede doktorlar grevde olduğundan sahte bir doktor tarafından kendisine EPO verildiğini beyan etmiş. Ancak yapılan araştırmalarda hem bu beyanın yalan olduğu hem de bu işlemle ilgili düzenlenen belgenin sahte olduğu saptanmış. 2016 yılında elde ettiği hem Olimpiyat Maraton altını hem de Londra Maratonu şampiyonluğu vatandaşı Eliud Kipchoge'yle eşit düzeyde bir başarıydı. Ama sonrasında iki atletin izlediği yollar oldukça farklılaşmış gibi. 34 yaşındaki bir atlete 8 yıl ceza verilmesi aslında ömür boyu yasakla bir görülebilir. Evet, biliyorum hepimiz bıktık bu doping haberlerinden ama Sumgong gibi bir atletin bu yaşadıkları dikkate değer bir haber.

Hayır, Ironman olan bir atletin ultramaratonlarda birincilik almasından söz etmiyorum. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde Çinli büyük bir şirket olan Wanda Group tarafından satın alınan Ironman markasının ultramaraton yarışlarını satın almasından söz ediyorum. Anımsayanlar vardır Ironman geçen sene Ultra-Trail Australia'yı yarışları arasına katmıştı. Büyümeye devam eden şirket şimdi de ünlü Tarawera yarışlarını satın alarak bünyesine kattı. Yeni Zellanda'da düzenlenen Tarawera Ultramaratonu 20 km - 100 mil arasında değişen uzunlukta 4 parkurdan/alt yarıştan oluşuyor. Hatta 102 kilometrelik olan yarış Ultra-Trail World Tour'un bir parçası.

Şimdilik bu kadar. Öneri ve görüşlerinizi lütfen paylaşın. İlgileneceğini düşündüğünüz kişileri aşağıdaki bağlantıları kullanarak bu postadan haberdar ederseniz sevinirim. 

Bir sonraki postada görüşmek dileğiyle.

Bu postayı aldınız çünkü Ritim Koşu Postası abonesisiniz. Artık bu yayınları almak istemiyorsanız en alttaki "Listeden Çık" bağlantısını kullanabilirsiniz.