RitimBlog Koşu Postası #32
Merhaba

Geçen hafta sonu ülkenin en eski ve büyük maratonu koşuldu. Eskiden Avrasya Maratonu olarak bilinen ve 1979'dan beri koşulan İstanbul Maratonu'ndan bahsediyorum. İlginç bir sonucu var. Uzak kıtada da enteresan bir sonuç var. Detaylar aşağıda sizi bekliyor. Keyifli okumalar.

Postanın önceki sayılarını kaçırdıysanız posta arşivine göz atabilirsiniz. Bu yayının hoşuna gideceğini düşündüğünüz arkadaşlarınız varsa en alttaki bağlantıları kullanarak ya da bu epostayı yönlendirerek onları da postadan haberdar edebilirsiniz. Posta ile ilgili olarak bana posta@ritimblog.com adresinden ulaşabilirsiniz.

15 Kasım 2018

İstanbul Maratonu Koşuldu

Biliyorsunuz hafta sonu İstanbul Maratonu koşuldu. Katılım istatistiklerine ulşamadım ancak ben de o gün orada olduğum ve maraton parkurunda koştuğum için kendi gözlemlerime dayanarak oldukça büyük ilgi olduğunu söyleyebilirim. Yarış sonrası katılımcıların sosyal medya paylaşımlarında çok sayıda şikayet okudum ancak kişisel görüşüm organizasyonun çok da kötü olmadığı yönünde. Koşucuları başlangıç noktasına taşıyan otobüslerle ya da bitişte almak için teslim edilen çantaların verilmesiyle ilgili bazı sorunlar olduğu belli. Ama start noktasında tempo dalgalarının belirlenmiş olması (koşucular uymasa da), belirli hızlarda tempocu koşucuların olması, istasyonların ve kilometre işaretlerinin doğru mesafelerde olması, istasyonlardaki masaların dolu olması (özellikle dönüşte karşı yola baktım, daha geriden gelen koşuculara kalmış mı diye, masalar doluydu), bitişin daha organize ve derli toplu olması, bitiş sonrası hizmetlerin düzgün olması benim gördüğüm olumlu yanlardı. Ama postanın asıl konusu haber olduğundan gelin maratonun asıl haberlerine geçelim.

Erkeklerde birinci olan atlet Kenyalı Felix Kimutai 2:09:57 ile birinci olurken Türkiye sınırları içinde koşulmuş en hızlı maratonu koşmuş oldu. Daha büyük haber ise kadınlar yarışından. Kadınlar yarışını yine Kenya'dan Ruth Chepngetich kazandı. En yakın rakibinden 6,5 dakika daha hızlı koşan Chepngetich'in süresi 2:18:35. Kadınlar maraton sürelerini takip edenlerin hemen fark edeceği gibi bu aslında inanılmaz bir sonuç. Kadınlarda 2:20'den hızlı koşmak epey önemliyken 2:19'un altına inmek çok ciddi bir başarı. Geçen yıl da burada yarışıp 2:22:36 ile parkur rekoru kırmış olan Chepngetich bu yılki süresi ile gelmiş geçmiş en hızlı 10 kadın maratoncu arasına girdi. Bu listedeki diğer yarışların Londra, Berlin ve Şikago gibi yarışlar olduğunu düşününce İstanbul'dan bu sonucun çıkması hem şaşırtıcı hem de tanıtım açısından çok iyi. İstanbul parkuru çok hızlı koşmak için ideal değil o nedenle Ruth Chepngetich'i farklı yarışlarda / parkurlarda takip etmekte fayda var. Zira ilk yarıyı koştuğu süre olan 1:08:22, sürdürülebilse neredeyse dünya rekoruna gidebilecek bir tempoya sahip. Bu onun 3. maratonuymuş, geçen yıl yine İstanbul'da 2:22 ile birinci, bu yıl Paris'te yine 2:22 ile ikinci olmuş. 

Bahsettiğim en hızlı maratonlar listesi şöyle (sondaki değer o yarıştaki ikinci ile fark): 

1. 2:15:25 Paula Radcliffe GBR 2003 London – 4:30
2. 2:17:01 Mary Keitany KEN 2017 London – 0:55
3. 2:17:18 Paula Radcliffe GBR 2002 Chicago – 5:08
4. 2:17:42 Paula Radcliffe GBR 2005 London – 5:08
5. 2:18:11 Gladys Cherono KEN 2018 Berlin – 0:23
6. 2:18:31 Tirunesh Dibaba ETH 2017 Chicago – 1:51
6. 2:18:31 Vivian Cheruiyot KEN 2018 London – 1:42
8. 2:18:35 Brigid Kosgei KEN 2018 Chicago – 2:43
8. 2:18:35 Ruth Chepngetich KEN 2018 Istanbul – 6:29 
10. 2:18:37 Mary Keitany KEN 2012 London – 1:13

100 Milde Patikanın En Hızlısı

Amerika'da Illinois eyaletinin Vienna şehrinde Tunnel Hill isimli bir 100 mil yarışı var. Pist veya yol yarışı değil, düz parkura sahip bir patika yarışı. Böyle bir yarışı belki de hiç bilmeyecektik ama geçen sene Camille Herron o yarışta 12:42 ile genel sıralamada (erkekler dahil) birinci olurken dünya kadınlar 100 mil rekorunu kırdığında yarışı hepimiz öğrenmiş olduk. İki farklı turla toplam 50 mile ulaşan parkurun iki defa koşulduğu yarışta Herron'un yaptığı inanılmazdı: ortalama peysi 4:44 civarında olan 100 millik bir koşu. Benim bu konuya bir sene sonra yeniden değinme nedenim ise yarışın bu yılki edisyonunda da çok iyi bir sonuç ortaya çıkmış olması. 

2015 yılında bir isim, Desert Solstice 24 saat yarışında, standart bir pistte 11 saat 40 dakikada 100 mil koşarak bu alandaki Amerika rekorunu kırmıştı (üstteki fotoğraf o yarıştan). Aslında kırdığı rekor yine aynı yarışta 2013'te kendi oluşturduğu 11:47'lik rekordu. Bu isim Zach Bitter'dan başkası değildi. Bitter bu sefer de geçtiğimiz hafta Tunnel Hill'de 12:08 koşarak patikada 100 mil mesafesinde dünyanın bilinen en iyi derecesini yapmış oldu. Bu süre Jonas Buud'un 2010 yılında İsveç'te koşulan Täby Extreme Challenge yarışında koştuğu süreden 24 dakika daha hızlı. Zach Bitter'ı uzun mesafelerde ve saat yarışlarında parkur ve Amerika rekorları kırarken ya da dünyanın en iyi derecelerini zorlarken ve gerçekleştirirken görmeye alıştık. Bakalım bundan sonraki hedefi ne olacak?

Bu arada merak edenler için 100 milde dünya rekoru Rus Oleg Kharitonov'a ait; 2002 yılında koştuğu 11:28:03 ile.

Kanatlarını Yeniden Açmak

Uzun süredir atletizm yarışlarını izleyenler belki anımsarlar, 2013 Atletizm Dünya Şampiyonası'nda kadınlar 10.000 metre finalinde Tirunesh Dibaba etkileyici bir yarış sonu koşmuş ve şampiyon olmuştu. Aynı yarışta 3500-9500 metre arasını lider koşan bir Japon atlet vardı, Hitomi Niiya. Çok cesurca atak yapıp öne geçmiş ve arkasında iki Etiyopyalı ve iki Kenyalı ile neredeyse sonuna kadar kendini zorlamıştı. Ama Afrika'nın Doğusu yerine Japonya'da doğmuş olduğundan son 500 metrede yapılan ataklara yanıt veremeyip 30:56 ile kişisel en iyisini yaparak 5. olmuştu. Niiya'nın koşu formunu, çabasını ve son metrelerdeki çaresizliğini izlemek isterseniz yarışın videosunu izlemenizi öneririm.

O yarıştan kısa bir süre sonra (o günkü hayal kırıklığının ne kadar etkisi olduğu bilinmez) atletizmi tamamen bırakmış ve bir ofiste masa başı bir iş bulup çalışmaya başlamış. Niiya 2020 Olimpiyatlarının Tokyo'da düzenlenecek olmasının heyecanıyla olsa gerek yeniden koşmaya dönmüş. Geçen hafta Tokyo'da düzenlenen bir Ekiden'de (Japonya'da düzenlenen uzun mesafe bayrak koşu yarışları) son koşucu olarak koştuğu 10.000 metreyi 31:08'de tamamlayıp takımını birinci yapmış. Bu seviyede bir atletin koşmayı bırakması, uzun zaman sonra geri dönmesi heyecan verici ama en çok da yarış sonrası verdiği röportajda söylediği şu sözler yüzünden postaya aldım bu haberi: 

“People say that this race is where the next generation learns to fly. I’m someone who already folded my wings and put them away once, but I want to try to spread them one more time.” 

"Bu yarışın bir sonraki neslin uçmayı öğrendiği yer olduğu söyleniyor. Ben kanatlarını bir zamanlar katlayıp kaldırmış olan ama onları yeniden açarak denemek isteyen biriyim."

Japonya'daki uzun mesafe kültürü hakkında küçük bir ipucu görmek ve Ekidenler hakkında fikir sahibi olmak için bir fırsat olarak da şu videoya göz atabilirsiniz. 

Yangınlar ve Yarış İptali

Bu hafta sonu San Francisco körfez bölgesinin 260 km kuzey doğusunda yer alan Butte County'de 2018 The North Face 50 Mil şampiyonası koşulacaktı. Ancak sizler de duymuşsunuzdur Kaliforniya'daki büyük orman yangınları devam ediyor. Yangınların oluşturduğu dumanlar çok uzak mesafede bile hava kalitesini o kadar kötü etkilemiş ki yarış tamamen iptal edilmiş. Yarışta dağıtılması planlanan 30.000 dolar ödül parası da tamamıyla yangınla mücadele ekiplerine ve etkilenenlere yapılan yardımlara bağış olarak eklenecekmiş. 

Şimdilik bu kadar. Öneri ve görüşlerinizi lütfen paylaşın. İlgileneceğini düşündüğünüz kişileri aşağıdaki bağlantıları kullanarak bu postadan haberdar ederseniz sevinirim. 

Bir sonraki postada görüşmek dileğiyle.

Bu postayı aldınız çünkü Ritim Koşu Postası abonesisiniz. Artık bu yayınları almak istemiyorsanız en alttaki "Listeden Çık" bağlantısını kullanabilirsiniz

 

Koşu Postasına Üye Ol
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Epostayı Yönlendir
RitimBlog

Bu eposta Mert Derman tarafından periyodik olarak hazırlanıp üyelere gönderilmektedir. 

MailerLite