RitimBlog Koşu Postası #53
Koşu Postası 1 Yaşında

Uzun zamandır periyodik eposta haberlerini takip ederim. Genelde işimle ilgilidir bu postalar. Dünyada epey yaygındır. Geçen yıl yine o postalardan birini okurken aklıma düşen ve 12 Nisan 2018'de bir çılgınlık yapıp ilk sayısını hazırlayıp gönderdiğim Ritim Blog Koşu Postası bu sayıyla birlikte 1 yaşına giriyor. İlk planladığımda sürdürüp sürdüremeyeceğimden çok emin değildim, kesin bir yerlerde aksar diye düşünmüştüm. Ama sizlerin de şahit olduğu gibi 53 haftadır aksatmadan bir şeyler yazıp göndermeyi başardım. 

İlk bakışta "Altı üstü 4-5 haber, ne olabilir ki!" diye düşünebilir insan ama inanın çok kolay bir iş değil. Tamam, zaten bu haberleri kendi merakımdan dolayı takip ediyorum ama doğrularını seçmek, uzatmadan, yeteri kadar bilgiyi aktarabilmek, hata yapmamak için tekrar tekrar farklı kaynaklardan teyit okumaları yapmak gerçekten zaman alıyor. Her hafta da rahat olamıyorum; bazen iş için seyahat ediyorum, bazen farklı işlerim oluyor ve zaman bulamıyorum. Yine de her hafta elimden geleni yapmaya çalıştım. Umarım hoşunuza gitmiştir. 

Yaptığım ankette cevaplayanlar durumdan memnun görünüyordu ama aslında rakamlar yaptığım işin saçma olduğunu söylüyor. Toplam 370 üye var. Bu sayı bir posta için gerçekten çok az. Hadi bunu kabullendik diyelim, epostaların açılma oranı %75 ile başladı ama her geçen hafta azaldı ve %50 seviyesine kadar düştü. Bağlantıların tıklanma oranı ise artık %10'un bile altında. Yani 370 kişi eposta alıyor, 185 kişi açıp bakıyor, 35 kişi de bağlantıya tıklayacak kadar detaylı ilgileniyor. Bu rakamları gördükten sonra postaya bir süre ara vermeyi düşünmeye başladım. Bilmiyorum, belki iki haftada bir yayınlamayı da düşünebilirim. Henüz karar vermedim, biraz düşünmeliyim bu konuda. 

Gelelim bu haftaya... Bahar iyice geldi, nisan ayıyla birlikte yarışlar coştu diyebiliriz. Bu hafta o kadar çok maraton ve yarı maraton vardı ki tümünü bir haberde kısa kısa ancak geçebileceğim sanırım. İyi okumalar. 

Postanın önceki sayılarını kaçırdıysanız posta arşivine göz atabilirsiniz. Bu yayının hoşuna gideceğini düşündüğünüz arkadaşlarınız varsa en alttaki bağlantıları kullanarak ya da bu epostayı yönlendirerek onları da postadan haberdar edebilirsiniz. Posta ile ilgili olarak bana posta@ritimblog.com adresinden ulaşabilirsiniz.

11 Nisan 2019

Marathon des Sables Devam Ediyor

Çok etaplı çöl yarışlarının en ünlülerinden biri olan Marathon des Sables (MDS) Fas'ta Sahara Çöl'ünde 34. defa koşuluyor. Ben bu postayı hazırlarken 76 km'lik 4. etap koşuluyordu. 7 Nisan'da başlayan yarışta 7 günde 5 etap koşuluyor (aslında 6 ama son etap çok dikkate alınmıyor). Yiyecek ve kamp malzemeleri de dahil tüm ihtiyaçlarını kendileri taşıyan koşucular hem mesafelerle hem de çölün zorlu koşulları ile mücadele ediyorlar   

İlk 3 etabı El Morabity kardeşler kazandı (Marathon des Sables'ı 6 defa kazanan Rachid ve geçen sene abisinin ardından ikinci olan kardeş Mohamed). El Morabity kardeşler gibi Faslı olan Abdelaziz Baghazza da onların arkasında görünüyor. Canlı takip sistemi çok iyi çalışmadığından 4. etaptaki son durumu aktaramıyorum ama sizler şuradan takip edebilirsiniz. 

Kadınlarda ise Ragna Debats ilk 3 etabın tümünü birinci bitirdi. Aziza Raji ilk etaplarda dikkat çeken bir diğer isim. Geçen senenin 3.sü İngiliz Gemma Game de son etapta ilk üç içindeydi. 

2017'de Spartathlon'u koştuğumda yarış boyunca bir köpeğin koşuculara eşlik ettiğini görmüştüm, hatta raporumda da bu konuya değinmiştim. Bu sene MDS'te de benzer bir olay yaşanmış. 32,5 km'lik 2. etabın ve 31,6 km'lik 3. etabın neredeyse tamamında yarışın ilk 50 isminin civarında bir köpek koşmuş. Dinlenme noktalarında su içip, gölgede uyuduktan sonra yoluna devam etmiş. Nedense köpekler bunu yapıyor, insanlara eşlik etmek, onlarla birlikte ilerlemek gibi bir içgüdüleri  var. Cactus ismi verilen bu tatlı arkadaş da elinden geleni yapıp ilk 50 ile ilerlediği için madalyasını gururla taşıyor :) .

Bu arada daha önce de postada sık sık ismini andığım ve bazen fotoğraflarını paylaştığım Ian Corless de yarışı yerinde takip ediyor. Güzel fotoğraflar ve özet raporlarla yarışı aktarıyor.

Fotoğraf organizasyonun twitter hesabından alınmıştır. 

UTWT'de 2019'un En Önemli Haftası

Aslında başlık şöyle de olabilirdi: "Nisan: UTWT'de 2019'un En Önemli Ayı". Çünkü nisan ayında 5 önemli yarış var turda. Bu hafta sonu da nisanın büyük hafta sonu: 3 büyük yarış koşulacak 12-14 Nisan arasında. 12 Nisan'da Hırvatistan'da 100 miles of Istria start alacak. Aynı gün çok uzaklarda Güney Amerika'da, Arjantin'de Patagonia Run başlayacak. 13 Nisan'da ise İspanya'da Penyagolosa Trails yarışı var. 

UTWT'nin 2019 yılında "Pro" statüsünde olan 100 Miles of Istria'da yükseklik kazanımı 6500 metreden fazla. Hırvatistan'ın vadilerinde her türlü patikayı kullanan parkur Labin'de başlayıp Umag'da son buluyor. 2017'de TDS'yi 2. bitiren, 2018'de UTMF'de 4. olan Antoine Guillon yarışta dikkat çeken isim.

Patagonia Run ise "Challenger" statüsünde bu sene. 100 millik parkur San Martin de Los Andes'te 9000 metre yükseklik kazanımı ile epey ürkütücü. Dünyanın en acayip manzaralarını barındıran yarışta bugüne kadar genelde Arjantinliler kazanmış. Bakalım bu sene ne olacak. 

Bu yılın bir başka "Pro" statüsündeki yarışı olan Penyagolosa Trails'ın 110 km'lik parkuru 5600 metre yükseklik kazanımıyla kazanana 700 puan veriyor. 

Yuki Kawauchi Artık Pro

Son yıllarda Japonya'nın en çok konuşulan atletlerinden biri Kawauchi olsa gerek. Ben de postada epey adından söz ettim. Yuki hem Japonya'da hem de dünyanın geri kalanında  “Citizen Runner” (Vatandaş Koşucu) ya da “Civil Service Runner” (Devlet Memuru Koşucu) olarak biliniyor. Çünkü bir devlet dairesinde tam zamanlı çalışıyor. Ya da çalışıyordu demeliyiz belki de. 8 Nisan'dan itibaren işinden ayrılmış ve artık koşuyla profesyonel olarak ilgilenecekmiş. 

Asics ile anlaşan Yuki'nin röportajında ilginç noktalar var. İlk olarak, pro olunca daha fazla antrenman yapabileceğini söylemiş. Sanki daha fazla koşulabilirmiş gibi :D. Şaka bir yana haftada 200 km civarında koşabiliyormuş, oysa bazı prolar 250 km üzerinde antrenman yapabiliyorlar. İkinci konu pro olarak daha az baskı hissedeceğine inanması. Demek ki Japonya'da devlet memuru olmak pro atlet olmaktan daha stresli. Bir de Yuki şöyle demiş: "Japonya'da iki tip pro atlet var, çok iyi sonuçlar elde edip hiç sosyal olmayanlar ve aşırı sosyal olup çok iyi sonuçlar alamayanlar." Kendisi hem iyi sonuçlar elde edip hem de mümkün olduğunca sosyal olacağını eklemiş. Bir de twitter hesabı açmış: @kawauichi2019

Fotoğraf: Kaz Nagatsuka / japantimes.co.jp

Bir Yığın Yarış Koşuldu

Dedik ya bahar geldi yol yarışları coştu diye. Kabarık listeye geçmeden önce Amerika'da koşulan bir 5 km yol yarışında (Carlsbad 5000) Julian Wanders'ın Monaco'da kırdığı rekorun (13:29) Kenyalı Edward Cheserek tarafından egale edildiğine değinmek isterim. Bu rekor daha 2017'den bu yana tutulduğundan son zamanlarda sık sık kırılıyor ya da egale ediliyor. Oysa daha önceki yıllarda bu derecelerden çok daha iyileri yapılmıştı. 

Koşulan diğer yarışları birer cümle ile geçiyorum:

  • Greater Manchester Maratonu: 13 binden fazla finisherın olduğu yarışta kadınlarda Jenny Spink 2:35:19, erkeklerde Aaron Richmond 2:21:34 ile birinci oldu.
  • Rotterdam Maratonu: Kenyalı Marius Kipserem 2:04:11 ile parkur rekoru kırdı. Kendisi için de kişisel en iyi derece olan bu süre 62:17-61:54 şeklinde koşuldu. Bu yarışta Kaan Kigen Ozbilen Mo Farah'tan sonra Avrupa'nın gelmiş geçmiş en iyi ikinci derecesini yaptı. Tabii bu aynı zamanda Türkiye rekoruydu (2:05:26). Üçüncü olan Kenyalı Emmanuel Saina 2:05:42 koştu. Abdi Nageeye ise 4. olurken Avrupa'nın gelmiş geçmiş en iyi 4. derecesini ve aynı zamanda Hollanda rekoru olan 2:06:18 süreyi elde etti. Kadınlarda ise Etiyopyalı Ashete Bekere 2:22:55 ile birinci oldu.
  • Milan Maratonu: Titus Ekiru 2:04:46 ile erkeklerde, Vivian Kiplagat ie 2:22:55 ile kadınlarda İtalya topraklarında koşulmuş en iyi sürelere imza atarak yarışı kazanan isimler oldu.
  • Daegu Maratonu (Kore): Kenyalı Filex Kipchirchir 2:05:33 ile parkur rekorunu kırarak yarışı kazandı. Kadınlarda ise diğer bir Kenyalı Pamela Rotich 2:28:10 ile kazanan isim oldu.
  • Viyana Maratonu: Kenyalı Nancy Kiprop uzun süredir direnen parkur rekorunu 2:22:12 ile kırarak kadınlar yarışını kazandı. Erkeklerde ise yine bir Kenyalı, Vincent Kipchumba kişisel en iyi derecesini yaparak 2:06:56 ile birinci oldu.
  • Roma Maratonu: Etiyopyalıların domine ettiği yarışı erkeklerde Tebalu Zawude 2:08:37 ile, kadınlarda ise Megertu Alemu 2:22:52 ile kazandı.
  • Hannover Maratonu: Kenyalı Racheal Mutgaa parkur rekoru olan 2:26:15 ile kadınlar yarışını kazandı. Erkeklerde ise birinci olan isim Silas Mwetich (2:09:37) oldu.
  • Berlin Yarımaratonu: 5000 m Avrupa şampiyonu olan Sifan Hassan yarışı 65:45 ile kazandı ve ikinci ile arasına 3 dakikadan fazla süre koydu. Hollanda bayrağı altında yarışan atlet 10 km çizgisini dünya rekoru temposunda (30:51) geçti ancak yarışın son kısmında bu hızı koruyamadı. Erkekler yarışında ise son meterelere kalan yarışı Kenyalı William Wanjiku 61:00 ile kazandı.
  • Prag Yarımaratonu: Benard Kimeli buradaki şampiyonluğunu 59:07 ile korurken kendi en iyi derecesini yaptı. Kadınlar yarışını ise 65:44 ile Caroline Kipkirui kazandı.
  • İstanbul Yarımaratonu: Son yarış da İstanbul'daydı. Ruth Chepngetich gelmiş geçmiş en iyi 11. zaman olan 65:30 ile kadınlarda altına uzandı. Erkeklerde ise Kenyalı Benard Ngeno 59:56 ile birinci oldu.

Lake Sanoma 50

Yukarıda Avrupa'da ve Güney Amerika'da UTWT yarışları var dedik ama önümüzdeki hafta sonu Amerika'da da büyük ve önemli bir yarış var. Western States için son altın biletleri bitiş çizgisinde bulunduran yarışta bu sene neredeyse bütün ünlü Amerikalı ultramaratoncular start alacak. Liste o kadar kabarık ki tek tek burada saymak yerine bunu yapmış bir yazıya link vereceğim. Irunfar yarış öncesi yazısında tüm isimleri tek tek ele almış. Çok güzel bir yarış olacağı kesin. 

Güzel Okumalar

IAAF'in "Advice To My Younger Self" isimli bir köşesi var. Atletler kendi genç hallerine mektup yazıyor ya da bazı tavsiyelerde bulunuyorlar. Biraz yaptıkları hataları dile getirip şimdiki gençlere yol göstermeye çalışıyorlar biraz da geldikleri noktaya nasıl geldiklerini aktarmış oluyorlar. Geçen gün son haftalarda postada adını sıkça duyduğunuz İsviçreli koşucu Julien Wanders'in bu seri için kaleme aldığı genç haline mektubu okurken aklıma hem bu seriyi hem de buna çok benzer bir misyonla çalışan Players' Tribune'ı posta okuyucularına duyurmak geldi. İngilizce okuyabiliyorsanız iki seriyi de öneririm. İlki IAAF atletlerine özelken ikincisinde bütün spor dallarından isimlerin yazdığı içten yazıları bulabilirsiniz. 

Şimdilik bu kadar. Öneri ve görüşlerinizi lütfen paylaşın. İlgileneceğini düşündüğünüz kişileri aşağıdaki bağlantıları kullanarak bu postadan haberdar ederseniz sevinirim. 

Bir sonraki postada görüşmek dileğiyle.

Bu postayı aldınız çünkü Ritim Koşu Postası abonesisiniz. Artık bu yayınları almak istemiyorsanız en alttaki "Listeden Çık" bağlantısını kullanabilirsiniz

 

Koşu Postasına Üye Ol
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Epostayı Yönlendir
RitimBlog

Bu eposta Mert Derman tarafından periyodik olarak hazırlanıp üyelere gönderilmektedir.