RitimBlog Koşu Postası #52
Merhaba

Gelecek hafta posta tam 1 yaşına girecek. 12 Nisan 2018'de ilk sayıyı göndermiştim. Arşivi son haline getirirken fark ettim ki 52. haftada değil 53. haftada yaşını dolduracak. Haftaya bir şeyler düşünmem lazım kutlamalar için :)

Bu hafta Dünya Kros Şampiyonası ve şampiyonanın spektaküler parkuru gündemdeydi. Ayrıca ünlü Barkley Marathon geçti. Haftaya da ünlü Marathon des Sables var. Hepsine biraz değindim. Bakalım hoşunuza gidecek mi? İyi okumalar. 

Postanın önceki sayılarını kaçırdıysanız posta arşivine göz atabilirsiniz. Bu yayının hoşuna gideceğini düşündüğünüz arkadaşlarınız varsa en alttaki bağlantıları kullanarak ya da bu epostayı yönlendirerek onları da postadan haberdar edebilirsiniz. Posta ile ilgili olarak bana posta@ritimblog.com adresinden ulaşabilirsiniz.

4 Nisan 2019

Dünya Kros Şampiyonası - Aarhus

Geçtiğimiz hafta sonu Danimarka'nın Aarhus kentinde Dünya Kros Şampiyonası gerçekleşti. Geçen haftaki postada yarışın parkurundan, Moesgaard Müzesi'nin şahane binasının etrafından ve hatta eğimli çatısından geçen parkurundan söz etmiş ve bir video bağlantısı paylaşmıştım. Bu hafta yarış öncesi ve yarış sonrası birçok otorite ve atlet bu yılki parkurun gördükleri en güzel, aynı zamanda da en zorlu şampiyona parkuru olduğu konusunda hemfikirdi. Bu güzel ve zorlu parkurda şu 5 yarış koşuldu: 

Karışık bayrak: 8240 m (1 tur 2100 m + 2 tur 2000 m + 1 tur 2140 m)
Kadınlar U20: 5856 m (1 tur 1972 m + 1 tur 1872 m + 1 tur 2012 m)
Erkekler U20: 7728 m (1 tur 1972 m + 2 tur 1872 m + 1 tur 2012 m)
Kadınlar: 10240 m (1 tur 2100 m + 3 tur 2000 m + 1 tur 2140 m)
Erkekler: 10240 m (1 tur 2100 m + 3 tur 2000 m + 1 tur 2140 m)

İki yılda bir düzenlenen organizasyonda, bu yılki erkekler yarışını, önceki şampiyonada dramatik bir son yaşayan Ugandalı atlet Joshua Cheptegei kazandı. 2017'de kendi evinde, Uganda'nın Kampala kentinde kendi seyircisi önünde yarışırken, son 800 metreye önde girmiş, ancak o anda vücudu neredeyse tamamen kitlendiğinden bu son bölümü yürüme hızında bir jog ile zorla tamamlayarak ancak 30. olmuştu. O durumuna rağmen bitirmeye çabalamasına ilk başta anlam vermeyebilirsiniz belki ama o çabası sayesinde takım sıralamasında üç puan farkla bronz madalyayı alabilmişti Uganda. O çarpıcı anları şu videoda görebilirsiniz.

Neyse ki bu yıl onun için çok farklıydı. Hem 2015 ve 2017'de üst üste kazanan Geoffrey Kamworor'u hem de iki yıl önceki yarışta U20'de altın alan diğer bir Ugandalı olan Jakop Kiplimo'yu geçmeyi başardı ve 31:40 ile altına uzandı. Asıl önemlisi ilk ikiden sonra bir de 7.lik elde eden Uganda, takım olarak altın madalya aldı. 1980'den beri bu şampiyonada Etiyopya ve Kenya dışında altın alan ilk ülke takımı olmayı başardılar. O iki ülke de bu sene ikinci ve üçündü oldu. Türkiye'den Aras Kaya 33:25 ile yarışı 26. sırada bitirdi. 

2017'deki kadınlar yarışının ilk altısını kazanan Kenya bu sene o kadar dominant bir sonuç alamasa da Hellen Obiri altının Kenya'da kalmasını sağlamayı başardı. Bu yarışı da kazanınca 5000 m dünya şampiyonu olan Obiri; salonda, pistte ve krosta dünya şampiyonu olan tarihteki ilk kadın oldu. İşin ilginci bu onun ilk dünya kros şampiyonası olmasına karşın yarış sonrası açıklamasında aynı zamanda sonuncusu olduğunu söylemesiydi. Onun ardından 2 saniye sonra Etiyopyalı Dera Dida ikinci, 10 saniye sonra da Letesenbet Gidey üçüncü oldu. Kadınlar takımda ise sırlama Etiyopya, Kenya ve Udanda şeklinde oldu.

Fotoğraf: iaaf.org'dan - Getty Images

Büyük Maratonlar Ayı

Nisan geldi. Bahar geldi. Bir de büyük maratonların zamanı geldi. Önce 15 Nisan'da Boston Maratonu ardından 28 Nisan'da Londra Maratonu. Birinde zorlu parkurda büyük mücadeleye diğerinde hızlı parkurda rekor olasılıklarına odaklanacağız. Detaylarına ilerleyen portalarda değineceğim, şimdilik sadece "Az sonraa!" diyorum :D. 

Barkley Marathon 2019

Aslında bu yarışın hikayesi bir haberin girişinde anlatılamayacak kadar geniş ve enteresan. Epey efsanevi bir yarış. Gary "Lazarus Lake" Cantrell, Martin Luther King Jr.'ı öldüren James Earl Ray isimli suikastçinin, tutulduğu Brushy Mountain hapishanesinden kaçış hikayesini duyunca -ki hikayeye göre Ray 55 saatte civardaki ağaçlık alanda ancak 13 km (8 mil) ilerleyebilmiş- "Ben olsam o sürede en az 100 mil giderdim!" diyerek onu alaya almış. Ardından da Frozen Head State Park'ta bu olayı bir yarışa dönüştürmüş. Yarışa uzun süre komşusu ve koşu arkadaşı olan Barry Barkley'nin soyadını vermiş. 

Yarışın parkuru inanılmaz zorlukta yaklaşık 20 millik bir çizgi. Çizgi diyorum çünkü çok da yol/iz yok. Ağaçlık, zor ve devasa dik yokuşlardan oluşan bir parkur. Bu 20 mili 3 defa dönebilen yarışmacılara "fun run" koşusunu tamamlamış deniyor. 5 turu yani yaklaşık 160 km'yi 60 saatin altında bitirebilenlerse yarışı tamamlamış kabul ediliyorlar. 1 saniyeyle bile diskalifiye olanlar var. 1986'dan beri koşulan yarışı bugüne kadar 15 koşucu toplamda 18 kez bitirebilmiş. Brett Maune iki kere Jared Campbell ise üç kere bitirebilmişler. 

Aslında ben buna pek koşu yarışı demek istemeyenlerdenim. Çok garip kuralları var. Mesela yarış Lazarus'un sigarasını yakmasıyla başlıyor ya da daha önce yarışı bitirmiş olanlar bir sonraki sene bir paket Camel sigara ile kaydoluyorlar. Bu sigara göndermeleri beni biraz soğutuyor. Öte yandan birilerini kendilerini geliştirmeye yöneltmektense bitirilememesi üzerine tasarlanmış bir yarış fikri de bana pek çekici gelmiyor. Yukarıdakilerden başka birçok garip kuralı var yarışın: mesela turların bazıları ters yönden koşuluyor. Son turun yönü o tura ilk başlayan koşucu tarafından belirleniyor; her yeni başlayan önceki koşucunun tersine koşuyor ya da ben yanlış biliyorum, çok karışık :-) ). Katılmak için "Neden beni almalısınız?" sorusunu yanıtlayan bir makale yazmanız bekleniyor. Her yıl sadece 40 kişi başlıyor. Özetle garip bir yarış. Hatta bir belgeseli dahi var, Netflix'te izleyebilirsiniz

Bu yıl Jared Campbell daha ilk turda ayağını kötü bir şekilde burkunca yarışı bırakmak zorunda kaldı. İkinci turu tamamlayan ilk koşucu John Kelly oldu ama sonra o da yarışı bıraktı. 3 turu tamamlayıp "fun run" yapabilen sadece 3 kişi oldu. Johan Steene, Jamil Coury ve Tomokazu Ihara. Yarışı bu yıl da bitiren olmadı. 

Dopingle Mücadelede Yeni Dönem

Geçtiğimiz günlerde Abbott World Marathon Majors ve Athletics Integrity Unit kurumları dopingle mücadele konusunda ortaklaşa önemli bir girişimde bulundular. Şimdiye kadar sürdürülen ve artık "çakal" atlerler tarafından incelikleri öğrenilmiş, kolayca atlatılan yöntemler dışında farklı yaklaşımlar belirlemeye yönelik büyük yatırımlar yapacaklarını açıkladılar. Yarış dışı zamanlarda, istihbarat temelli bir anti doping yöntemi uygulayacaklarını söyleyen yetkililer bir yandan da dopingli atletler üzerinden para kazanmış olan menajerleri de kontrol edeceklerini dile getirmişler. Bir atlet yarış kazanıp ödül parası aldığında bundan menajeri de pay alıyor. Dopingli olduğu ortaya çıkarsa madalyası, ünvanı ve parası geri alınıyor ama menajerin kazançlarına dokunulmuyordu. Bunu gündeme getirmeleri bile ilginç gelişme.

Marathon des Sables Geldi Çattı

Gelecek hafta ünlü çok etaplı çöl yarışı Marathon des Sables (MDS) Fas'ta Sahara Çöl'ünde 34. defa koşulacak. 7 Nisan'da başlayacak yarış 7 güne yayılan 5 etaptan oluşuyor. Yiyecek ve kamp malzemeleri de dahil tüm ihtiyaçlarını kendileri taşıyacak olan koşucuların mücadeleri her yıl efsanevi anlar ortaya çıkarıyor. 

Marathon des Sables'ı 6 defa kazanan Rachid El Morabity bu yıl da orada olacak. Geçen sene abisi Rachid'in ardından ikinci olan kardeş Mohamed El Morabity de start alacaklar arasında. Geçen yılının 3.sü Fransız Robert Merile de yine onlarla mücadele edecek. El Morabity kardeşler gibi Faslı olan Abdelaziz Baghazza da gözlerin üzerinde olacağı bir başka favori. 

Kadınlarda ise göze çarpan ilk isimler arasında 2011 ve 2012 edisyonlarını kazanan Fransız Laurence Klein. Bir diğer isim geçen senenin 3.sü İngiliz Gemma Game. Tüm katılımcıları şurada, önceki kazananların listesini ise şurada görebilirsiniz.

Şimdilik bu kadar. Öneri ve görüşlerinizi lütfen paylaşın. İlgileneceğini düşündüğünüz kişileri aşağıdaki bağlantıları kullanarak bu postadan haberdar ederseniz sevinirim. 

Bir sonraki postada görüşmek dileğiyle.

Bu postayı aldınız çünkü Ritim Koşu Postası abonesisiniz. Artık bu yayınları almak istemiyorsanız en alttaki "Listeden Çık" bağlantısını kullanabilirsiniz

 

Koşu Postasına Üye Ol
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Epostayı Yönlendir
RitimBlog

Bu eposta Mert Derman tarafından periyodik olarak hazırlanıp üyelere gönderilmektedir.